Obezite Cerrahisi ile Yeniden Doğuş
Obezite cerrahisinden sonra kişi fazla kilolarının çoğunu verdiğinde sadece fiziksel olarak değil sosyal olarak da iyileşir. Yeniden doğuş sevincini yaşayarak güvenlerini yeniden kazanırlar.

Obezite ameliyatına karar verdikten sonra; kalp ve dolaşım sistemi, akciğerler, hormonlar test edilir ve diğer genel testler yapılır. Ayrıca hasta psikolojik değerlendirmeye tabi tutulur.
KİLOLU, OBEZ VE MORBİD OBEZ İNSANLAR KİMLERDİR?
Vücut kitle indeksi, bir kişinin aşırı kilolu veya obez olup olmadığına karar vermek için kullanılır. Vücut kitle indeksi, ağırlığın boyun karesine bölünmesiyle hesaplanır. 100kg ve 170cm’lik bir insan düşünelim; vücut kitle indeksi yaklaşık 35 olacaktır. Vücut kitle indeksi 20-35 arasında olan kişiler fazla kilolu, BMI 30’un üzerinde ise obez olarak tanımlanır. Ve 40’ın üzerinde bir BMI değeri morbid (ölümcül) obezite olarak tanımlanır.
MORBİD OBEZ KİŞİLERİN SPOR VE DİYETLE KİLO VERMESİ İMKANSIZ MI?
Obezite tedavisinin temel amacı, kişinin yaşam tarzı değişiklikleri yaparak kilo vermesini sağlamaktır. Ameliyatsız yöntemler (diyet, akupunktur, ilaç, spor vb.) öncelikli olmalıdır.
Ancak morbid obezitede bu yöntemlerin başarı oranı en fazla %10’dur. Bu yöntemlerle kilo vermeyi başaran kişiler vardır ancak genel olarak sorun kiloyu korumaktır.
OBEZİTE HASTALARININ BAŞVURU NEDENİ NEDİR; ESTETİK Mİ SAĞLIK MI?
Hastalar genellikle son çare olarak ameliyata başvururlar. Kliniğe başvuran hastaların büyük çoğunluğunu birçok yöntemle deneyip başarısız olan hastalar oluşturmaktadır. Estetik nedenlerle gelen hastalar var ama çok az. Çoğu zaman endişeleri sağlıktır. Obezitenin neden olduğu diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi, yüksek kolesterol gibi hastalıkların ilaç tedavisinin başarısız olması hastaların cerrahiyi tercih etmelerinin bir diğer nedenidir.
TÜRKİYE’DE OBEZİTENİN MEVCUT DURUMU NEDİR?
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan vücut kitle indeksi rakamlarına göre; Kadınların %25’i obez, %29’u fazla kilolu, erkeklerin %15’i obez ve %38’i fazla kiloludur. Bu rakamlar gelişmiş ülkelerin rakamlarına yakındır.
OBEZİTE BAŞKA HANGİ HASTALIKLARA NEDEN OLUR?
Yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan yaygın ve obezite ile ilişkili birçok hastalık vardır. Diyabet, obezite, uyku apnesi, yüksek kolesterol, hipertansiyon, reflü, astım, eklem sorunları, bacaklarda damar sorunları bunlardan bazılarıdır.
HERKES AMELİYAT OLABİLİR Mİ? OBEZİTE CERRAHİSİ KİMLER İÇİN UYGUNDUR?
Obezite cerrahisi için başvuran her hasta ameliyat edilemez. Hastaların belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir. Bir süre ameliyatsız yöntemleri denemiş olmalılar. Hastaların 18-65 yaşları arasında olması ve anestezi altına girebilecek durumda olması gerekmektedir. Vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olmalıdır; veya VKİ 35-40 arasındaysa obeziteye bağlı ek bir hastalık, VKİ 30-35 arasındaysa diyabet veya metabolik sendrom olmalıdır. Ayrıca tedavi edilmemiş bir psikiyatrik bozukluk ve madde ya da alkol bağımlılığı bulunmamalıdır.
AMELİYATA KENDİ BAŞINIZA MI KARAR VERİYORSUNUZ?
Ameliyat kararı bir komite tarafından verilir. Bu kurul obezite cerrahı, endokrinolog, kardiyolog, göğüs hastalıkları uzmanı, psikolog veya psikiyatrist ve diyetisyenden oluşur. Ameliyat kararı bu uzmanların değerlendirmesi ile verilir.
AMELİYAT NASIL YAPILIR?
Günümüzde bu ameliyatlar yüksek teknoloji imkanları ile yapılmaktadır. Karın bölgesini açmak yerine bir veya birden fazla delikten operasyonu gerçekleştirmek için laparoskopik veya robotik yöntemler kullanılır. Gelişen teknoloji ile birlikte ameliyatlar giderek daha az zaman almaktadır. En yaygın obezite ameliyatlarından biri olan tüp mide ameliyatı 45 dakikada tamamlanabilmektedir.
HASTA NORMAL HAYATINA NE ZAMAN DÖNER?
Teknoloji sayesinde karın açılmadan yapılan bu ameliyatlar; bu nedenle hastalar 1 hafta içerisinde günlük hayatlarına dönebilmektedir.
KİLO KAYBI NE ZAMAN BAŞLAR?
Hastalar ameliyattan hemen sonra kilo vermeye başlar; 2-3 gün hastanede kaldıkları süre boyunca 3-4 kilograma kadar kaybedebilirler. Kilo kaybı ilk aylarda hızla gerçekleşir ve 1-1.5 yıl sürer. Hastalar fazla kilolarının %75-80’ini kaybederler.
AMELİYATTAN SONRA %100 BAŞARI MÜMKÜN MÜ?
Diyet ve diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında bu ameliyatların başarı oranı çok yüksektir. Başarı oranı yönteme göre %80-95 arasında değişmektedir.
AMELİYATTAN SONRA HASTALAR ZORLUK YAŞAR MI? HIZLI ADAPTE OLABİLİRLER Mİ?
Ameliyat sonrası hasta uyumu yüksektir. Özellikle ilk aylardaki hızlı kilo kaybı adaptasyon oranını arttırır. Adaptasyonun arttırılması için hastalar ameliyattan sonra takip edilir. Hasta ameliyat ekibi, diyetisyen ve psikolog tarafından yakından izlenmekte ve uyum sorunu yaşayan hastalar için gerekli aksiyonlar alınmaktadır. Uyum ve başarıyı arttırmak için periyodik grup terapileri yapılmaktadır.
KİLO VEREMEME VEYA YENİDEN KİLO ALMAMA RİSKİ VAR MI?
Hastalar iyi izlenirse kilo vermede başarısızlık veya tekrar kilo alma riski çok düşüktür. Yönteme bağlı olarak bu oran en fazla %5-10’dur.
AMELİYAT SONRASI HASTALARDAN NELER İSTENİYOR?
Ameliyattan sonra 1 ay boyunca sıvı diyet ve ardından katı gıdaya geçiş süreci gereklidir. Bu dönemde uyum çok önemlidir. Ameliyat sonrasında hastaların belirli kısıtlamalara uymaları ve fiziksel aktivitelerini artırarak kilo vermelerini desteklemeleri gerekmektedir.
AMELİYATTAN SONRA NE İYİLEŞİR? HASTALAR NE TÜR BİR RAHATLIK YAŞAYABİLİR?
Kilo verme ile birlikte hastalar obezitenin neden olduğu birçok eşlik eden hastalıktan kurtulabilmektedir. Ayrıca fiziksel aktivitelerini daha rahat gerçekleştirebilmekte ve yaşamlarında obezitenin neden olduğu birçok kısıtlamadan kurtulabilmektedirler. İş hayatındaki verim ve başarı da kilo vermeyle birlikte artar.
KİŞİ GÜVENİNİ YENİDEN KAZANIR VE PSİKOLOJİK SORUNLARI AZALIR.
OBEZ HASTALARA UYGULANAN CERRAHİ YÖNTEMLER NELERDİR?
Tüp mide ameliyatı en sık yapılan obezite cerrahisidir. Daha önce en sık uygulanan yöntem mide zımbalama olarak da bilinen dikey bantlı gastroplasti idi. Ancak, düşük başarı oranları ve ilişkili komplikasyonlar nedeniyle daha az yaygın hale geldi. Diğer yöntemler arasında absorpsiyonu kısıtlayan gastrik bypass ve duodenal switch ameliyatları yer alır.
TÜP MİDE AMELİYATI NEDEN EN YAYGIN YÖNTEMDİR?
Tüp mide ameliyatları daha kısa ve basittir. Emilimi kısıtlamazlar veya bozmazlar; bağırsak müdahalesi yoktur. Bu nedenle ileride bağırsak sorunu yaşama riski yoktur ve ömür boyu vitamin ve mineral takviyesine ihtiyaç duyulmaz. Son derece başarılı sonuçları ve basit yöntemi nedeniyle en çok tercih edilen yöntemdir.
GASTRİK BYPASS’A NE DERSİNİZ?
Gastrik bypass daha eski bir yöntemdir. Uzun süredir kullanılmaktadır. Kısıtlı gıda alımının yanı sıra bağırsaklar kısaldığı için emilimi de bozar. Tüp mide ameliyatına göre baypas yöntemi daha iyi kilo vermeyi ve obeziteye bağlı eşlik eden hastalıklardan daha iyi iyileşmeyi sağlar. Ancak ameliyat süresi daha uzun, daha komplike ve ömür boyu vitamin ve mineral takviyesi gerektirir. Bu nedenle kısıtlı bir hasta grubu için gastrik bypass kullanılmaktadır.